Cilt kanserinden 5 yöntemle korunun

Güneş bizlere enerji, ışık sunarken ve sağlığımız için D vitamini sağlarken, bir yandan da özellikle son yıllarda ozon tabakasındaki incelmenin etkisiyle cilt kanserine yol açıyor. Peki bu duruma yol açan güneş ışığındaki potansiyel tehlike nedir?

Bu zararlı etki görünmez olan ultraviyole ışınıdır. Amerika'da en yaygın kanser cilt kanseridir. Her yıl 1 milyondan fazla yeni cilt kanseri vakası teşhis ediliyor. Ve cildi etkileyen 200'den fazla kanser türü bulunuyor.

Ancak güneş ışığı tek başına suçlu değil, cilt kanserine yakalanma riskinizi artıran birçok risk faktörü bulunuyor: işiniz gereği sürekli güneş altında çalışmak, fiziksel özellikler (kızıl saç, açık renk ten, mavi ya da yeşil göz), hassas ve kolay yanan cilde sahip olmak, ailenizdeki kanser geçmişi, solaryum kullanmak ve benlerinizin yoğunluğu.

Çeşitli cilt kanserleri arasında melanom en yaygın üçüncü kanserdir. Kötü huylu olan bu kanser türü nedeniyle 2005 yılında 8 bin 345 Amerikalı hayatını kaybetti. Her yıl yaklaşık 55 bin insan kötü huylu melanoma yakalanıyor.

Diğer 2 yaygın cilt kanseri türü ise bazal hücreli karsinom ve skuamöz hücreli karsinomdur. İkisi de erken teşhis edildiğinde tedavi edilebiliyor. Peki kansere yakalanmadan bunu önleyebilir misiniz? İşte kanserden korunmanın yolları:

1.Güneşten uzakta kalın: Melanom görülme oranı Amerika'da 80'lerin başından beri arttı. Fakat birçok potansiyel kanser kurbanı güneşten uzak durarak kolayca kendisini koruyabilir. Cilt kanseri yüz, boyun ve kollar gibi vücudun en çok doğrudan güneş ışığı alan bölümlerinde görülüyor. UV ışınlarına maruz kalmanız veya güneş yanığı olmanız için tüm gün güneşli havada kalmanız gerekmiyor. Gün boyunca okyanusta gemiyle yolculuk yaparken, karda kayarken ya da bulutlu bir havada bile yanabilirsiniz.

Özellikle çocukları aşırı güneş ışığından korumak önemlidir. Bu nedenle, çocuklarınızın saat 10.00 ile 16.00 arasında dışarıda oynamasına izin vermeyin.

2. Solaryum kullanmayın: Amerika'da bulunan Department of Health and Human Services, solaryumlarda kullanılan solar radyasyonun kansere yol açtığını açıkladı. Benzer şekilde Uluslararası Kanser Araştırmaları Dairesi, solaryumları insanlar için kanserojen olarak ilan etti.

Solaryumlar ve güneş lambalarının UV ışını yayması, bunları tehlikeli hale getiriyor. Hatta bu cihazlar doğal güneş ışığından bile daha zararlı olabilir. 30 yaşından önce düzenli olarak solaryum kullananlarda melanom kanserine yakalanma şansının yüzde 75 daha fazla olduğu belirtiliyor. Örneğin, İngiltere'de 1979 ile 2009 yılları arasında melanom kanserinin yüzde 400 oranında arttı.

3. Koruyucu giysiler giyin: Geniş siperli şapka takarsanız yüzünüzü ve boynunuzu güneşten koruyabilirsiniz. Güneş gözlükleri ise yüzünüzün bir bölümünü ve gözlerinizi koruyacaktır. Ayrıca ince düz bir beyaz tişört giyerek güneşten korunabilirsiniz. Giysiler ıslandıkları zaman veya eskidikleri zaman koruyucu özelliklerini kaybediyorlar. Fakat deterjanınıza eklemek için satın alacağınız çeşitli maddeler ile giysilerinize ekstra koruma sağlayabilirsiniz.

4. Her gün güneş kremi sürün: Güneş kremini sadece sahile gittiğinizde kullanmamalısınız. Ozon tabakasının incelmesiyle dünyamızda güneşin zararlı ışınlarına karşı daha az bir koruma var. UVA ve UVB ışınları için koruma sağlayan güneş kremi kullanın. En az 15 faktör ve üstü koruma sağlayan güneş kremi tercih edin. Eğer hassas bir cildiniz varsa, PABA (para-aminobenzoik asit) içermeyen güneş kremi alın. Etiketinde uzun süreli koruma sağlar yazısı olmasına rağmen, güneş kreminizi birkaç saatte bir tekrarlayın. Özelikle suya girip çıktıktan ve terledikten sonra tekrar krem sürün.

5. İlaçlarınızı kontrol edin: Bazı ilaçlar cildinizin güneşe karşı hassasiyetini artırabiliyor, bu da daha hızlı yanmanıza yol açıyor. Güneş yanıkları da ilerleyen yıllarda kanser olma riskinizi artıyor. Bu nedenle ilaçlarınızın böyle bir etkisi olup olmadığını doktorunuza sorun. HIV gibi ciddi sağlık sorunu olanların en fazla risk altında olduğu belirtiliyor. Bazı bölgesel ilaçlar, ultraviyole ışığıyla temas halinde fotoalerjik reaksiyona yol açabiliyor. Bu reaksiyon egzamaya benzer bir kızarıklık olarak kendini gösteriyor.

Kaynak: Zaman

Orta Yaş Sendromu Nasıl Atlatılır.

Birey yaşadığı durumu mutlaka tanımlamalıdır ve paylaşmalıdır.

Bu dönemde evli olan çiftler daha çok sohbet etmelidirler. Uzun süreli ilişkili olanlar ilişkilerini hemen bitirmemelidirler. Yeni biri belki bir heyecan verebilir fakat bu dönem geçtikten sonra daha zorlu bir dönemin başlamasına sebep olabilir.

Kişi yaşadığı fiziksel değişimleri olağan kabul etmelidir. Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğunu düşünmeli, fiziksel değişimleri, yaşamın getirisi olarak görmelidir.

Yeni hobiler edinilebilir (takı kursları, seyahat).

Kişi sağlık durumuna göre spor dalları tercih edilebilir.

Daha güzel görünmek adına bir şeyler yapılabilir fakat bu “yaşlanmıyorum” mesajını başkalarına vermek için olmamalıdır.

Birey kendiyle barışık yaşamayı ve kendini sevmeyi yaşam tarzı olarak belirlemelidir.

Eğer yaşadığı sorunların üstesinden gelemiyor ve yoğun duygular içine giriyorsa mutlaka psikolojik yardım almalıdır.

Orta Yaş Sendromunun Nedenleri

Birey eğer orta yaşa kadar, hayatında koyduğu hedeflere ulaşamadıysa, tatmin olduğu, mutlu bir yaşam sürmüyorsa 35 – 45 yaşları arasında böyle bir krize yakalanma ihtimali yüksektir. Hedefler, beklentiler işle, eşle, çocukla ilgili olabilir.

Bu durumu en çok eşi ya da erkek arkadaşı tarafından beğenilmediği hissi tetikler. Aynı zamanda iş yerinde kariyer olarak istediği konumda olamaması,40 yaşına kadar evlenmemiş olması ya da evli olup çocuğunun olmaması, bu dönemde kadının aldatılması, orta yaş bunalımını ortaya çıkaran nedenler olarak sıralanabilir.
Orta yaş döneminde her kadın aynı belirtileri göstermeyebilir. Öncelikli ortak durum yaşanılan duygu karmaşası ve çelişkilerdir.

Kişi yaşamını sorgulamaya, yaptıklarını ve yapamadıklarını gözden geçirip pişmanlık duymaya başlayabilir. Yapmak istediği şeyler için çok geç kaldığını, yeterince genç olmadığını düşünüp vazgeçebilir.

Bazı kadınlarda yaşanılan kriz etkisi ile birlikte cinsel hayata ilgisizlik görülebilir.

Vücudunda oluşan bazı değişimler onu mutsuz ettiği için kendisinin beğenilmeyeceğini düşünebilir. Bazı kadınlar ise tam tersi “ben hala güzelim” mesajı vermek için kendisinden yaşça küçük erkelerle birlikte olmak isteyebilir ya da olur. Bu dönmede kadınlarda yaşlanmaya bağlı olarak kilo alma, saç dökülmesi, beyazlaması, sarkmalar ve çatlaklar görülebilir. Bu duruma bağlı olarak da kadın kendi dış görünüşünden rahatsız olacak ve beğenilmeme korkusunu daha yoğun yaşayacaktır. Çoğu kadın bu dönemde daha sık güzelleşmek için yaşlanmayı geciktirici tedavilere (estetik ameliyatlar) başvurabilir. Daha önceden dikkat etmediği birçok konuda daha titiz davranabilir. Giydiği kıyafetler daha frapan ya da yaş ortalamalarının dışında olabilir. Bu dönemde en çok yaşanan sorunlardan biri de boşanmalardır. Duygu karmaşası çiftlerin aile düzenini de bozabilir. Kadınlar çocuklarını ve eşlerini bir yana bırakarak hayatı daha yoğun ve yüksek tempoda yaşamak isteyebilirler. Orta yaş sendromu, dış görünüşüne fazlaca önem veren kadınlarda daha yoğun ve sancılı geçebilir.

Kadınlarda orta yaş sorunları

Kadınların çoğu 35 yaş ve üstünde zorlu bir dönem yaşıyor. Yaşanılan sorunlar orta yaş seviyesindeki kadınları hem mutsuz hem de sağlık açısından huzursuz edebiliyor. Çoğu kadının kabul etmek istemediği bu orta yaş sendromu aslında geçici bir kriz olabilir mi ya da bu dönem nasıl kolay atlatılabilir? Uzmanlar, kadınlarda sık rastlanan orta yaş sendromunu anlatıyor.

Orta Yaş Bunalımı nedir?

"Orta yaş dediğimiz 40’lı yaşlar genel olarak kişinin hayatının durgunlaştığı, çalışma ve sosyal hayatının yavaşladığı bir dönemdir. Bu dönem oldukça çatışmalı duygular içerir. Geçici bir dönem olduğu için de orta yaş krizi olarak adlandırılır. Kadınlar, erkeklere göre daha duygusal yapıda oldukları için bu dönemde daha hassas olabilirler ve bu dönemde zorlanabilirler. Yapılan araştırmaların birçoğunda bu duruma hormonların etkisi olduğu sıkça söylense de bu konuda kesin bir teşhis koymak doğru değildir."

Madre e nutrizione infantile

La qualità del latte materno di madri di mangiare alimenti che sono direttamente interessati da coloro che riceveranno la quantità di latte relazione della madre con il cibo liquido, che si trova nella situazione. Da oltre l'80 per cento del latte materno è costituito da acqua. Pertanto, al latte materno a sufficienza richiede almeno 3 litri di liquidi al giorno per procurarsi il Lida cibo.

Fed sta vedendo una dieta vegetariana con alcune carenze di proteine e vitamine per la madre non è in grado di rafforzare questi difetti nei bambini a causa di difetti. In aggiunta, la dieta della madre è povera lida, nel caso del calcio, il calcio, l'osso prelevato dalla sua madre e coinvolte nella produzione di latte. Questo caso è la madre, e negativamente lida sullo sviluppo del bambino.

Aumentata l'allattamento al seno della madre obbligo di iodio è anche rispetto al normale. Visto in caso di gozzo, soprattutto nelle zone a prevenire i bambini più, e carenza di iodio nella necessità lida della madre sono soddisfatte. Come risultato, si può dire che, vitamine, minerali, proteine, grassi e carboidrati, dieta lida adeguata ed equilibrata è composto da due madri è essenziale, sia in termini di salute infantile.
Esperti Lida, con una nutrizione adeguata ed equilibrata per le madri e le loro esigenze fisiologiche, così come le esigenze fisiologiche e psicologiche dei bambini che il latte materno in quantità sufficiente per la produzione è disponibile. Durante questo tempo, Lida sono entrambi necessari per la salute della madre, sia per quanto riguarda la salute dei bambini, più energia, proteine, vitamine e minerali a prendere.

Le madri che allattano, l'allattamento al seno durante il fabbisogno energetico giornaliero deve essere di almeno 500 calorie supplementari. Durante la gravidanza di peso normale prima della gravidanza nella zona e le madri in Lida sovrappeso sono allattamento, Lida assunzione di vitamine e minerali, prestare attenzione a 2 libbre al mese fino a quando i deboli in mente e che non riguarda la produzione di latte non è stata segnalata. Essere applicata, comunque, un periodo di allattamento al seno, meno di un giorno nel 1500, prima della dieta ipocalorica. Questo livello di energia sul fondo può provocare la produzione di latte, Lida così come la frustrazione per la mancanza di altri elementi nutritivi, è noto.
top